Yapay Zekâ ve Fikri Mülkiyet Hukuku

Yapay Zekâ ve Fikri Mülkiyet Hukuku

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte uzun zamandır üzerinde çalışılan ve çeşitli gelişmeler neticesinde son zamanlarda bireysel kullanıcıların da kullanımına açılan yapay zekâ (artificial intelligence, AI) en temel tanımı ile insan zekâsına özgü olan, algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarım yapma ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergilemesi beklenen yapay bir işletim sistemidir.

OpenAI şirketinin kullanıcılara sunmuş olduğu ChatGPT isimli uygulama ile bilinirliği artan ve çok büyük bir hızla yüksek kullanıcı sayısına ulaşan AI tüm dünyada çok çeşitli sektörlerde bir anda yaygın ve yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Temel anlamı ile bakıldığında ise herkesin bildiği ChatGPT yapay zekanın yalnızca dil modeli (language model) olarak adlandırılan bir çeşididir. Oysaki yapay zekanın günümüzde dahi yapabilecekleri bununla sınırlı olmadığı artık birçok kişi tarafından bilinmektedir.

Yapay Zekâ ve Fikri Mülkiyet Hakları

Yapay zekanın fikri mülkiyet hakları bağlamında değerlendirmesinin yapılması için öncelikle çalışma prensibini kısaca açıklamakta fayda görüyoruz. Yapay zekanın temel çalışma mantığında öncelikle programın öğrenme (training) aşaması karşımıza çıkar. Program kendisine sağlanan binlerce kaynak üzerinden çalışma yaparak bu kaynaklar sayesinde bir algoritma geliştirir ve geliştirdiği algoritmalar ile kendisine sorulan sorulara cevaplar verebilmekte kendisine verilen yönergeler ile (inputs) birtakım çıktılar (outputs) üretebilmektedir. Görüldüğü gibi yapay zekanın fikri mülkiyet açısından irdelenmesi gereken iki temel unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki yapay zekanın öğrenme fazında kullandığı kaynakların (data) üzerinde önceden sahip olunan bir takım fikri mülkiyet haklarının ihlal edilip edilmediği ikincisi ise yapay zekanın ortaya çıkardığı çıktıların fikri mülkiyet haklarına sahip olup olamayacağı hususudur.

Yapay Zekânın Öğrenme Aşamasındaki Datalar Üzerinde Önceden Sahip Olunan Haklar Bakımından Değerlendirilmesi

Bahsedildiği üzere yapay zekanın çalışabilmesi için öncelikle bir data üzerinden inceleme yapması gerekmektedir. Kullanılan dataların tam olarak hangi datalar olduğu yapay zekâ üzerinde çalışan ve bunları tüketiciye sunan şirketler tarafından tam olarak açıklanmış değildir. Bu başlık altında değerlendirilmesi en doğru olan yapay zekâ ürünü Large Language Model (LLM) olarak isimlendirilen ve çoğunluğun ChatGPT olarak bildiği modeldir. LLM programları bir dilin yapısını, kurallarını, aritmetiğini öğrenebilmek için o dilde yazılmış kaynaklara ihtiyaç duyar ve genel anlamı ile de bu kaynakların internetten sağlandığı açıklanmıştır. Yani bugün internet ortamında bulunan herhangi bir yazı, paragraf, cümle LLM’in öğrenmesi için kaynak olabilmektedir.

Bir dilin öğrenilmesi için ise en önemli kaynağın her zaman o dilde yazılmış edebiyat eserleri olduğu kuşkusuzdur. Edebiyat eserlerinin ise hemen her ülkede eser sahibine fikri mülkiyet haklarını sağlayan eserlerden olduğu konusunda şüpheye yer yoktur. ChapGPT’nin bu denli yaygınlaşmasının ardından edebi eser sahipleri kendi eserlerinin bu sistemin geliştirilmesinde izinsiz olarak birer data olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda endişe ve kuşku duymaya başlamıştır. Hatta bir takım eser sahipleri eserlerinin fikri mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddiası ile OpenAI şirketine karşı dava açmış olup bu davalar henüz inceleme aşamasındadır. Bu davalardaki en büyük sorunun ise ispat sorunu olduğu kuşkusuzdur. Ancak Amerikan mahkemeleri önüne gelen bir uyuşmazlıkta ChatGPT isimli programın kendisinin bu durumu itiraf ettiği öne sürülmüştür. ChatGPT, kendisine telif haklarına tabii kitapları kullanıp kullanmadığına dair sorulan soruya internette erişilebilir olarak yer alan tüm kaynakları veri olarak kullandığını, bunların içinde telif haklarına tabii kitapların da bulunabileceğini ve bulunması halinde de eser sahibinden herhangi bir izin alınmadığını söylemiştir. Bu durum her ne kadar itiraf olarak değerlendirilebilecek olsa da ChatGPT isimli programın her zaman doğru yanıtlar vermediği unutulmamalıdır. Amerikan mahkemelerinin bu uyuşmazlıklar hakkında ne karar verileceği merak konusu olup tüm dünyada ilgiyle takip edilen davalar olacaktır.

Yapay Zekanın Ortaya Çıkardığı Ürünlerin Fikri Mülkiyet Hakları Bakımından Değerlendirilmesi

Her ne kadar yazımızın yapay zekanın öğrenme kaynakları üzerindeki değerlendirme kısmında LLM programları incelenmiş olsa da yapay zekanın yaratıcılık kısmında yapabildikleri bunlarla sınırlı değildir. Günümüzde yapay zekâ kendisine sözlü olarak ifade edilen yönlendirmeleri kullanarak oldukça farklı tasarımlar, görseller ve hatta müzik dahi üretebilmektedir. Peki ya yapay zekâ tarafından üretilen bu ürünler eser kapsamında değerlendirilebilir mi? Eğer değerlendirilir ise bu eser üzerindeki fikri mülkiyet hakları kime ait olacaktır?

Fikri mülkiyet hukuku kuralları ve eser kavramına dahil olanlar ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte bir ürünün eser olarak kabul edilebilmesi ve sahibine fikri hakları sağlayabilmesi için neredeyse tüm ülkelerde kabul edilen ortak unsur bunların bir insanın fikri çabası sonucu ortaya çıkmış olmasıdır. Yapay zekâ tarafından ortaya çıkarılan ürünlerde ise insan etkisinin olmaması, insanın ortaya çıkan ürüne müdahale şansının olmaması ve yapay zekanın kendisine verilen çoğu zaman bir cümlelik bir komut/istek (prompt) üzerine tamamen kendi karar vererek ürünü ortaya çıkarması sebebiyle bu ürünün bir eser olarak kabul edilemeyeceği görüşü ağır basmaktadır.

ABD Fikri Mülkiyet Ofisi (United States Copyright Office) yapay zekâ tarafından üretilmiş görsellerin kullanıldığı bir çizgi romanın telif hakkı korumasından yararlanıp yararlanamayacağı hakkında değerlendirme yapmış ve tam da bahsedilen sebeple yani çizgi romanda kullanılan görsellerin insanın fikri çabası unsurunun bulunmaması sebebiyle çizgi roman yazarının görseller üzerinde herhangi bir telif hakkı korumasından yararlanamayacağına karar vermiştir. Ancak çizgi romanda yer alan metinlerin tamamının yazarın kendi tarafından yazıldığının belirtilmesi sebebiyle bu yazılar için yazarın eser sahibi olarak sicile kaydedilmesine onay vermiştir. Her ne kadar çizgi roman yazarı bu görsellerin oluşabilmesi için kendisinin de çaba göstermesi gerektiğini, yapay zekaya kendi girdiği komutların girilmemesi halinde bu görsellerin ortaya çıkamayacağını ve yapay zekanın oluşturduğu birden fazla görsel arasından hikâyenin geliştirilmesi için en uygun olanı seçerek çizgi romanına eklediğini yani yapay zekanın bu eserin oluşumunda yalnızca bir araç olarak kullanıldığını öne sürse de Ofis tarafından bu iddiaları kabul görmemiştir.

Görüldüğü gibi yapay zekâ ile ortaya çıkarılan ürünler her ne kadar bir insanın yönlendirmeleri ile oluşturulmuş dahi olsa ürünün ortaya çıkarılma aşamasında insanın yaratıcılık adına bir katkısı olmadığından dolayı bu ürünlerin eser olarak kabul edilmesi mevcut kurallar çerçevesinde mümkün görülmemektedir.

Yapay Zekânın Hızla İlerlemesi Karşısında Hukuki Düzenlemelerin Durumu

Yapay zekâ ve hukuk ilişkisi yalnızca fikri mülkiyet hakları ile sınırlı değildir. Yapay zekanın kaynak olarak internet ortamındaki tüm verileri kullandığının da açığa çıkması ile gerek bireylerin gerekse kurumların verilerinin izinsiz olarak kullanılması kuvvetle muhtemeldir. Keza telif haklarına tabi kitapların dahi kaynak olarak kullanılma ihtimalinin bulunduğu çeşitli davalara konu edilmiştir.

Ancak yazımızda da bahsedildiği ve çoğu kişinin de farkında olduğu üzere yapay zekanın kendi kendine öğrenmesini devam ettirmesi ve günümüzde bu denli yaygın biçimde hemen her alanda kullanılması karşısında yasal düzenlemelerin eksik kaldığı aşikardır. Zira dünyada hemen her ülkede yasal düzenlemelerin yasalaşarak yürürlüğe girmesi yapay zekanın yeni bir özellik daha öğrenmesinden uzun sürmektedir. Bugün itibariyle birçok ülkede hukuk kurallarının yapay zekâ için uygulanabilirliğinin yetersiz kaldığı ve yeni düzenlemeler ile ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm getirmesi gerektiği dile getirilmekte ve yasalaştırma çalışmaları hızla sürmektedir. Bunlara örnek olarak 14 Haziran 2023 tarihinde Avrupa Birliği Parlamento’sunda kabul edilen Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası gösterilebilir. Yine Brezilya Hükümeti de bir yapay zekâ yasası üzerinde görüşmelerini sürdürmektedir. İlerleyen günlerde yapay zekâ hakkında dünyada ne gibi gelişmelerin yaşanacağı ve hangi düzenlemelerin belki de kısıtlamaların getirileceği merakla takip edilmelidir.

Author: Av. Yelda Yılmaz